Tay-Sachs hastalığı, lizozomal depo hastalıkları grubuna dahil olan, nadir görülen, kalıtsal bir nörodejeneratif hastalıktır. Özellikle bebeklik ve çocukluk döneminde ortaya çıkar ve sinir sisteminde ilerleyici hasara neden olur. Hastalık, HEXA genindeki mutasyonlar sonucu, lizozomlarda bulunan bir enzim olan β-hekzosaminidaz A'nın (Hex A) eksikliğinden kaynaklanır. Bu enzim eksikliği, gangliosid GM2 adı verilen yağlı bir maddenin sinir hücrelerinde anormal bir şekilde birikmesine yol açar. Bu birikim, sinir hücrelerinin işlevini bozarak ilerleyici zihinsel ve fiziksel gerilemeye neden olur.
Tay-Sachs hastalığı ilk olarak 1881 yılında İngiliz oftalmolog Warren Tay tarafından, bebeklerde görülen ve göz dibinde kiraz kırmızısı leke ile karakterize bir durumu tanımlamasıyla fark edilmiştir. Daha sonra 1887'de Amerikalı nörolog Bernard Sachs, bu durumun sinir hücrelerindeki dejenerasyonla ilişkili olduğunu belirlemiştir. Hastalığın adı bu iki bilim insanının soyadlarından türetilmiştir. 1960'ların sonlarına doğru, Hex A enzim eksikliğinin hastalığa neden olduğu keşfedilmiş ve bu da taşıyıcı taraması ve prenatal tanı gibi önleyici tedbirlerin geliştirilmesine olanak sağlamıştır.
Tay-Sachs hastalığı, otozomal resesif kalıtım gösterir. Bu, hastalığın ortaya çıkması için bireyin her iki ebeveyninden de mutant geni alması gerektiği anlamına gelir. Eğer birey sadece bir mutant gene sahipse, taşıyıcıdır ve genellikle herhangi bir belirti göstermez. Taşıyıcı ebeveynlerin çocukları için aşağıdaki olasılıklar geçerlidir:
HEXA geni, 15. kromozom üzerinde bulunur ve β-hekzosaminidaz A enziminin α alt birimini kodlar. Bu gende meydana gelen yüzlerce farklı mutasyon, enzim aktivitesinin azalmasına veya tamamen ortadan kalkmasına neden olabilir.
Tay-Sachs hastalığı tüm etnik gruplarda görülebilirken, bazı popülasyonlarda daha sık görülür. Özellikle Aşkenazi Yahudileri, Fransız Kanadalılar (Quebec) ve İrlandalılar'da taşıyıcı sıklığı daha yüksektir. Aşkenazi Yahudileri'nde taşıyıcı sıklığı yaklaşık olarak 1/30 iken, genel popülasyonda bu oran 1/250 ila 1/300 civarındadır.
Tay-Sachs hastalığının belirtileri, hastalığın tipine (bebeklik, geç başlangıçlı vb.) ve enzim aktivitesinin derecesine bağlı olarak değişir.
Bebeklik Dönemi (İnfantil Tay-Sachs Hastalığı): En sık görülen ve en şiddetli formdur. Bebekler genellikle doğumda normal görünürler, ancak 3-6 aylıkken gelişimde yavaşlama başlar. Belirtiler şunları içerebilir:
Bebeklik döneminde başlayan Tay-Sachs hastalığı olan çocuklar genellikle 4-5 yaşına kadar yaşarlar.
Geç Başlangıçlı Tay-Sachs Hastalığı (Late-Onset Tay-Sachs Disease - LOTS): Bu formda belirtiler daha geç yaşlarda (çocukluk, ergenlik veya yetişkinlik) başlar ve daha yavaş ilerler. Belirtiler şunları içerebilir:
Geç başlangıçlı Tay-Sachs hastalığının seyri oldukça değişkendir ve yaşam süresi etkilenmeyebilir.
Tay-Sachs hastalığının tanısı, klinik belirtiler, aile öyküsü ve laboratuvar testleri ile konulur. Tanıda kullanılan testler şunlardır:
Tay-Sachs hastalığının kesin bir tedavisi yoktur. Tedavi, semptomları hafifletmeye ve yaşam kalitesini artırmaya yöneliktir.
Tay-Sachs hastalığının önlenmesinde taşıyıcı taraması ve genetik danışmanlık önemli bir rol oynamaktadır.
Tay-Sachs hastalığının prognozu, hastalığın tipine bağlıdır. Bebeklik döneminde başlayan Tay-Sachs hastalığı olan çocuklar genellikle 4-5 yaşına kadar yaşarlar. Geç başlangıçlı Tay-Sachs hastalığının seyri daha değişkendir ve yaşam süresi etkilenmeyebilir.
Tay-Sachs hastalığı, hasta bireyler ve aileleri üzerinde önemli fiziksel, duygusal ve ekonomik etkilere sahiptir. Hastalığın tanı ve tedavisi, aileler için zorlu bir süreç olabilir. Taşıyıcı taraması ve genetik danışmanlık programları, hastalığın önlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Hasta hakları dernekleri ve destek grupları, hasta ve ailelere destek sağlamaktadır.